27 Mayıs 2014 Salı

Kuranda Cihat Ayetleri

Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez. (2/190)

Haram ay haram aya karşılıktır; hürmetler (de) karşılıklıdır Öyleyse kim size saldırırsa onun saldırdığı gibi siz de ona saldırın Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki Allah muhakkak ki korkup-sakınanlarla beraberdir (2/194)



Savaş hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı) Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir Allah bilir de siz bilmezsiniz (2/216)

Şüphesiz iman edenler hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar Allah’ın rahmetini umabilirler Allah bağışlayandır esirgeyendir (2/218)

Musa’dan sonra İsrailoğullarının önde gelenlerini görmedin mi? Hani peygamberlerinden birine: “Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi O: “Ya üzerinize savaş yazıldığı halde savaşmayacak olursanız?” demişti “Bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım? Ki biz yurdumuzdan çıkarıldık ve çocuklarımızdan (uzaklaştırıldık)” demişlerdi Ama onlara savaş yazıldığı (öngörüldüğü) zaman az bir kısmı hariç yüz çevirdiler Allah zalimleri bilir (2/246)

Andolsun eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz Allah’tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların bütün toplamakta olduklarından daha hayırlıdır (3/157)

Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi: “Şüphesiz Ben erkek olsun kadın olsun sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam Sizin kiminiz kiminizdendir İşte hicret edenlerin yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin çarpışıp öldürülenlerin mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım (Bu) Allah katından bir karşılık (sevap)tır (O) Allah karşılığın (sevabın) en güzeli O’nun katındadır” (3/195)

Ey iman edenler sabredin ve sabırda yarışın (sınırlarda) nöbetleşin Allah’tan korkun Umulur ki kurtulursunuz (3/200)

Ey iman edenler (düşmanlarınıza karşı) tedbirinizi alın da savaşa bölük bölük çıkın ya da topluca çıkın (4/71)

Öyleyse dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz (4/74)

Size ne oluyor ki Allah yolunda ve: “Rabbimiz bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (4/75)

İman edenler Allah yolunda savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın Hiç şüphesiz şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır (4/76)

Kendilerine; “Elinizi (savaştan) çekin namazı kılın zekatı verin” denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında onlardan bir grup insanlardan Allah’tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: “Rabbimiz ne diye savaşı üzerimize yazdın bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?” dediler De ki: “Dünyanın metaı azdır ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz ‘bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar’ bile haksızlığa uğratılmayacaksİnız” (4/77)

Artık sen Allah yolunda savaş kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın Mü’minleri hazırlayıp-teşvik et Umulur ki Allah küfredenlerin ağır-baskılarını geri püskürtür Allah ‘kahredici baskısıyla’ daha zorlu acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur (4/84)

Onlar kendilerinin inkâra sapmaları gibi sizin de inkâra sapmanızı istediler Böylelikle bir olacaktınız Öyleyse Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan veliler (dostlar) edinmeyin Şayet yine yüz çevirirlerse artık onları tutun ve her nerede ele geçirirseniz öldürün Onlardan ne bir veli (dost) edinin ne de bir yardımcı (4/89)

Mü’minlerden özür olmaksızın oturanlar ile Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir Allah mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır Tümüne güzelliği (cenneti) va’detmiştir; ancak Allah cihad edenleri oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır (4/95)

Yeryüzünde adım attığınızda (yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda) kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur Şüphesiz kafirler sizin apaçık düşmanlarınızdır (4/101)

İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında onlardan bir grup seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde arkalarınızda olsunlar Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar onlar da ‘korunma araçlarını’ ve silahlarını alsınlar Küfredenler size apansız bir baskın yapabilmek için sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur Korunma tedbirlerinizi alın Şüphesiz Allah kafirler için aşağılatıcı bir azab hazırlamıştır (4/102)

(Düşmanınız olan) Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin Siz acı çekiyorsanız şüphesiz onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar Oysa siz onların umud etmediklerini Allah’tan umuyorsunuz Allah bilendir hüküm ve hikmet sahibidir (4/104)

Ey iman edenler, toplu olarak kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arka çevirmeyin (savaştan kaçmayın) (8/15)

Kim onlara böyle bir günde -yine savaşmak için bir yana çekilen ya da bir başka bölüğe katılmak için yer tutanın dışında- arkasını çevirirse, gerçekten o Allah’tan bir gazaba uğramıştır ve onun barınma yeri cehennemdir Ne kötü bir yataktır o (8/16)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder